Yargıtay’ın boşanma davasına sunulan deliller ile bu suç bakımından yaklaşımı genel olarak ‘önceden planlayarak ve tuzak kurarak yapılmadığı ve boşanma davasına sunmak amacıyla hareket ettiği takdirde cezalandırma yoluna gidilemeyeceği yönündedir.
YARGITAY KARARLARI
12. Ceza Dairesi - 2017/3384E - 2017/6232K
Resmi nikahlı eşi olan katılan ... ile evlendikten dört gün sonra cinsel ilişkiye girmelerinin akabinde katılanın evlenmeden önce başkası ile cinsel birlikteliği olduğu şüphesine kapılıp, katılanın bakire olmadığını gizleyerek kendisi ile evlendiğini iddia eden sanık ...'in, katılana evlenmeden önce kiminle, nerede, nasıl ve kaç defa cinsel ilişkiye girdiğine dair sorular sorup, katılanın verdiği yanıtları, onun rızası olmaksızın cep telefonuna kaydettiği ve elde ettiği ses kaydının çözümünü metin halinde daha sonra açtığı *Boşanma* davasına vekili aracılığıyla sunduğu iddialarına konu olayda,
Katılanın cinsel mahremiyetine ilişkin Özel konuşmalarını içeren ses kaydını, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlayıp, *Boşanma* davasına sunarak, aile içi geçimsizliğin kaynağının, katılanın kendisinden gizlediği evlenmeden önceki tutum ve davranışları olduğunu ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle davranmadığı anlaşıldığından, sanığa yüklenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, Özel Hayatın Gizliliğini İhlal suçlarının yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesine dair yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
12. Ceza Dairesi - 2016/4800E - 2017/4841K
Resmi nikahlı eşi katılanın kendisini aldattığından şüphelenen sanığın katılan ile ortak kullanımlarında olarak araç içerisine yerleştirmiş olduğu dinleme cihazı ile katılanın aynı iş yerinde beraber çalıştığı ve konuşma içeriklerine göre duygusal yakınlaşma içerisinde olduğu kişi ile olan konuşmalarını ve aynı kişi ile kafede oturduklarına ilişkin görüntüleri kaydedip, açmış olduğu *Boşanma* davasında delil olarak kullandığı iddia ve kabul edilen olayda,
Katılanın tarafı olduğu konuşma içeriklerini ve görüntüleri üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine ve aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen başkaca şekilde ispatlanması mümkün olmayan bir hal içerisinde iken, kaybolma olasılığı bulunan delilin muhafazasını sağlayıp, katılanın güven sarsıcı olumsuz tutum ve davranışlarını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle davranmadığı gözetildiğinde atılı suçların yasal unsurlarının oluşmaması nedeniyle CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerekirken, CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince atılı suç açısınından sanığın kastının bulunmaması nedeniyle beraat kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hüküm fıkrasının (1) numaralı bendinin, “Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiillerin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince sanığın beraatine,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Yorumlar